21 Haziran 2010 Pazartesi

Karboksipunktur tedavisi

Karboksipunktur tedavisi, diyet ve spor yapmadan zayıflatırken, sağlıklı yaşam koçluğu da sunuyor.

Yalnız Türkiye’de değil dünyada da bir “ilk” olan ve Dr. Fevzi Özgönül tarafından geliştirilen karboksipunktur tedavisi, diyet ve spor yapmadan zayıflatırken, sağlıklı yaşamada katkıda bulunuyor

Dr. Fevzi Özgönül tarafından 6 yılda oluşturulan karboksipunktur tedavisi, zayıflamak isteyenleri sosyal hayattan koparmayıp, diyet ve spor yapmadan sadece depo yağlarını atarak vücudu istenen forma sokuyor

Karboksipunktur; vücudun bozulmuş enerji alım ve kullanım dengesini tekrar ayarlayarak obez düşünce mantığından çıkarıp, aldığı kaliteli enerjiyi depolayıp, kullanmadığı depo yağlarını vücut dışına atıyor. Ayrıca, yağ atımından sonra oluşabilecek cilt sarkmalarını önlemek için kolajen oluşturan ve obezite nedeniyle bozulmuş endokrin sistemin tekrar sağlıklı çalışmasını sağlayan karboksipunktur, eksilmiş kas dokusunu da tamamlıyor.



Diğer tüm zayıflama tedavilerinde depo yağların yanması esas alınırken, karboksipunktur tedavisinde vücuda “depo yağları at komutu” verildiği için yağlar yanmadan atılıyor. Böylece yağ yakabilmek için diyet yapıp düşük kalori alınmasına ve spor yapıp fazladan enerji harcanmasına da gerek kalmıyor. Üstelik istenildiği kadar yemek de tüketilebilir

Karboksipunktur tedavisi sonunda verilen kilonun iki katı oranında vücut küçülürken, cilt de eski elastikiyetine kavuşuyor. Selülitler kaybolurken, cildin daha genç ve sağlıklı görünmesi de kişinin kendisini daha enerjik ve sağlıklı hissetmesini sağlıyor.

En az 6 aylık bir süre yapmak gerek

Şişmanlık vücudun kas, destek dokular ve yağ oranının yağlar lehine değişmesi sonucunda oluşuyor. 2 kilo fazlası olan bir kişi, bu kiloyu verdiğinde maalesef sorun ortadan kalkmış olmuyor. Çünkü hala yağ fazlası devam ediyor olabilir. Bu da 10 kilo yağ fazlası, 8 kilo kas ve destek doku eksiği olduğu anlamına geliyor. Ancak bu değişim yapıldığında zayıflama işlemi gerçekleşebiliyor.

Bu nedenle karboksipunktur tedavisine başlanıldığında kilo fazlası ne kadar olursa olsun en az 6 aylık bir süre öngörülüyor. Ne yazık ki, ilaç, diyet ya da sporla yapılan rejimlerde sürekli kilo alınıp veriliyor ve bu ideal oran her defasında yağlar lehine bozuluyor. Ve sonunda OBEZ olmak kaçınılmaz bir hal alırken, zayıflık sadece vücutta hissediliyor, tartıda görülenin ise hiçbir önemi kalmıyor.

Metabolizma hızını değiştirmiyor

Kulaklar, çene altı ve kollarda bulunan özel noktalardan belirli bir sıra ile değişik miktarlarda Karbondioksit (CO2) ve Oksijen (O2) gaz karışımının verilmesi ile yapılan karboksipunktur tedavisi yaklaşık 2-3 dakika sürüyor. Bu şifreleme işlemi her seansta bir öncekinin karşılaştırılması sonucu bir bilgisayar programının yardımı ile tespit edilen miktar ve sırayla uygulanarak yapılıyor.

Özel noktalara yapılan işlem, o bölgedeki ozel şifreleme noktalarının dolaşımını tetikleyerek, bozulan koordinasyonu, iştah ve doyma merkezini düzenleyerek, vücudun çok daha verimli çalışmasını sağlıyor. Vücudun metabolizma hızında bir değişiklik oluşturmuyor. Çünkü metabolizma hızındaki suni hızlanma, enerji harcamasını artırdığı için geçici zayıflamaya neden olabilir fakat metabolizma tekrar yavaşlarsa bu verilen kilo fazlasıyla geri alınır. Metabolizmayı hızlandıran ilaç ve yöntemlerin tümünde bu kötü son görülmektedir.

Karboksipunktur uygulandığında tek yapılması gereken güçlü, sağlıklı, kalorili ve besleyici değeri yüksek gıdalarla beslenmek. Örnek vermek gerekirse bir bebek aynı mide kapasitesi ile bazen yarım bazen de 1.5 biberon ile doyabiliyorsa, yetişkin bir kişi de bazen bir bazen yarım bazen de 2 tabak yemekle doyuyor. Her öğünde değişebilen bu miktar vücudun ihtiyaç duyduğu enerji miktarına göre değişiyor.

Eğer vücut sistemi, hem kas dokusunu güçlendirmek aynı anda da kolajen oluşturup küçülmek istiyorsa daha çok enerji isteyerek mide kapasitesini büyütüyor. Böylece mide daha çok yemek istiyor ve daha çok miktar ile doyuyor. Ancak vücut az enerji istiyorsa, mide kapasitesini daha küçük tutarak az yemeyi sağlıyor. Başka bir deyişle çok yemeyi engelliyor. Örnekte verilen yarım biberon ile doyan bebek gibi. Yarım biberon ile doyan ve daha çok mama istemeyen bebekte de aynı sistem devreye girerek onun daha çok yemesini ve lüzumsuz yere yediği yemeği yine lüzumsuz yere sindirim sisteminin hazmederek boşuna çalışmasını engelliyor. Karboksipunktur sonrasında devreye giren bu sistem vücudun çok daha verimli çalışarak hazım sistemini lüzumsuz yere meşgul etmemeyi hedefliyor.

Doğru beslenmeyi öğretiyor

Büyümek için bebekler ne kadar çok enerjiye ihtiyaç duyarsa, kilolu bir kişi de küçülmek için o kadar çok enerjiye gereksinim duyuyor. Bu yüksek enerjinin doğru zamanda ve vücudun istediği miktarda sağlanabilmesi ise, sindirim sisteminin verimli çalışmasıyla mümkün. Karboksipunktur tedavisinde obez mantığından çıkan vücut ideal kas, yağ dokusu ve kolajen oranına kavuşabilmek için yüksek enerjiye ihtiyaç duyuyor. Bu nedenle karboksipunktur ile birlikte sindirim sisteminin doğru çalışması da son derece önem arz ediyor.

Bu tedavi süresi boyunca doğru beslenmenin kuralı da öğretiliyor. Doğru beslenme ile birlikte vücut hiçbir direnç göstermeden hızla küçülürken, karboksipunktur işlevi bozulmuş organların doğru işlev kazanmasını, endokrin sitemin tekrar ideal şekilde çalışmasını, eksik kas dokusunun geri kazanılmasını, cilt sarkması olmadan zayıflamayı sağlıyor.

Bu tedaviyi uygulayan bir çok hastanın erken menopozdan çıkması, ülseratif kolit şikayetlerinin düzelmesi, dolaşım sistemine bağlı bacak ağrılarının azalması, polikistik over sendromunun iyileşmesi ve verdiği kilodan çok daha fazla küçülmesi de vücudun kendisini tedavi ettiğini gösteriyor.

Hiçbir yan etkisi yok

Uygulama her zaman hastayı tedavi eden doktor tarafından tüm vücut analizinin yapılarak sonuçların bilgisayar programı yardımı ile bir önceki bulgularla karşılaştırılıp, iki ölçüm arasında vücudun davranışının belirlenmesi ve ona göre tetiklenmesi ile yapılıyor. Haftada iki veya hızlı tedavi gerekiyorsa her gün uygulanabilen karboksipunktur uygulamasında şayet vücut normal davranış biçimine geçerse iki tedavi arasındaki süre uzatılabiliyor. Kişiye özel uygulamaların da yapıldığı karboksipunktur tedavisinde ilk olarak haftada 2 kez yapılan seanslar, daha sonra haftada bire, sonrasında da 15 günde bire düşüyor. Vücudun bu sistemi öğrenip ileride şartlı refleks olarak kendi kendini tetikleyebilmesi için ise, en az 15 seans uygulanması gerekiyor. Karboksipunktur uygulaması CO2 ve O2 gazları ile bir başkada deyişle nefes aldığımız ve verdiğimiz gaz karışımı ile yapıldığı için tedavinin hiçbir yan etkisi de yok

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder